Türkiye 4 gün sonra sandık başına gidiyor. Geleceğe dair belirsizlik ve siyasi kutuplaşma, stres ve kaygı seviyesini artırıyor.
NLP Uzmanı ve Zihin Eğitmeni Burak Dalgül, seçimlerin vatandaşta gelecek kaygısı yarattığını belirterek, “Seçimler sadece politik alanın konusu değil. Seçim süreci vatandaşın zihin sağlığı üzerinde de çok önemli bir etkiye sahip” diye konuştu.
Dalgül, özetle şunları kaydetti:
“SEÇİMLER ZİHİN SAĞLIĞIMIZI ETKİLİYOR”
“Siyasi seçimler, toplumların siyasi sürece olan katılımını ve yönetimde söz sahibi olma isteğini yansıtan önemli bir süreçtir. Ancak seçim süreci sadece politik sonuçları etkilemekle kalmaz, aynı zamanda insanların zihin sağlığı üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Seçim süreci, insanlar üzerinde farklı zihinsel etkiler yaratabilmekte ve bu etkiler, bireylerin düşünceleri, duyguları, davranışları hatta hayatı algılama biçimleri üzerinde düşünülenin çok ötesinde değişikliklere neden olur.
“GELECEK BELİRSİZLİĞİ KAYGI YARATABİLİYOR”
Her birey huzurun, adaletin ve güvenin var olduğu, ekonomik olarak alım gücünün yüksek olduğu bir ülkede yaşamak ister ve buna sonsuz hakkı var. Çünkü bu isteklerin hepsi, dünyanın neresi veya hangi ülkesi olursa olsun, günümüz insanoğlunun çok temel düzeydeki istekleridir. Bu nedenle bunları istemek her insanın doğal hakkı. Seçimler, her vatandaşın bu haklı isteklerinin nereye doğru, nasıl, ne şekilde gerçekleşeceğini veya gerçekleşmeyeceğini belirleyen çok önemli bir süreç. Çünkü seçimler, ülkelerin ve o ülkede yaşayan insanların geleceklerini belirler. Bu yüzden seçimlerden sonraki geleceğin ne getireceği hakkındaki belirsizliğin ve bilinmezliğin, insanlarda gelecek kaygısı yaratması çok doğal ve anlaşılır bir durum.
GELECEK KAYGISI OLANLAR HUZURLU OLABİLİR Mİ?
Gelecekleri ile ilgili endişeleri, kaygıları olan hatta korkularla yaşayan insanlar, kendilerini mutlu, huzurlu veya özgür hisseden insanlar olabilir mi? Tabii ki hayır! Aksine mutsuz, gergin, kendini çaresiz ve sıkışmış hisseden insanlardır. Herkes kendine seçimler öncesinde şu an nasıl hissettiğini sorsa bunu kolaylıkla fark eder. Bu nedenle seçim süreçlerinin insanların duyguları, düşünceleri, davranışları hatta hayatı algılama biçimleri üzerinde düşünülenin çok ötesinde etkileri var. Bu noktada insanlara sunduğum en değerli çözüm; zihinlerini eğitmeleridir.”